top of page
  • Writer's pictureKader Sevinc

Kader Sevinç Vize Krizini ANKA Haber Ajansı'na Değerlendirdi


SEVİNÇ: “SİYASİ İRADENİN BU ALANDA EKSİK OLUŞU TOPLUMUMUZ İLE ÇAĞDAŞ DÜNYA ARASINA BİR DUVAR ÖRÜYOR”


CHP Avrupa Birliği Temsilciliği Başkanı Kader Sevinç ise konuya ilişkin şu açıklamaları yaptı:

“Schengen vizesi ile ilgili yaşanan sorunlar kabul edilemez bir düzeye ulaşmıştır. Her gün bu konuda sorun yaşayan, ret almış kişilerden mesajlar alıyorum. Bu konu bir onur meselesi haline gelmiştir. Özellikle son yıllarda, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının vize başvurularının reddedilmesinde büyük bir artış gözlemleniyor. Bu durum kuşkusuz mevcut hükümetin bir kabahati ve sorumluluğu. Vize meselesini öncelik haline getirmeyen, görmezden gelen anlayışın doğal bir sonucu. Hem AB müzakereleri hem de vize süreçleri ile ilgili girişimler yetkin kişiler ve liyakatli ekipler tarafından yönetilmeli. Siyasi iradenin bu alanda eksik oluşu, vatandaşlarımızın kısa süreli AB ülkelere seyahatlerini, öğrencilerimizin bilgi ve deneyim değişim imkanlarını, iş sektörümüzün küresel iş yapabilme imkanlarını ve sanatçılarımızın, gazetecilerimizin, akademisyenlerimizin yurtdışındaki etkinliklerini engelliyor ve toplumumuz ile çağdaş dünya arasına bir duvar örüyor.


“ERDOĞAN HÜKÜMETİNE YÖNELİK AB’DEKİ GÜVEN KRİZİ VİZE SORUNUN ÖNÜNDEKİ ANA ENGELLERDEN BİRİDİR”


Erdoğan hükümeti, bu sorun vize serbestisi süreciyle çözülme sürecindeyken, siyasi iradeyi engelleyerek vatandaşlarımızın vize sorununu çözmedi. Biz, bu sorunu çözmek için siyasi irademizi göstermeye hep hazırdık, hep hazırız. Brüksel ve AB başkentlerindeki toplantılarımda bu konuyu sürekli öncelikli olarak gündeme getiriyorum. Erdoğan hükümetine yönelik AB'deki güven krizi, vize sorununun önündeki ana engellerden biridir.


“TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞININ ÜÇÜNCÜ ÜLKE YURTTAŞLARINA VERİLMİŞ OLMASI MEVCUT TABLOYA ETKİ ETMEKTEDİR”


Vize reddinin temelinde, Türkiye'deki demokratikleşme sorunları ve otoriterleşme yatmaktadır. AB ülkelerinde, Türkiye'den büyük bir göç ve sığınma başvurusu beklentisi yüksek. Keza son yıllarda otoriterleşme ile birlikte Türkiye'den gelen sığınma başvurularında büyük bir artış yaşanıyor. Bu durumun çözümü, Türkiye'deki vatandaşlara huzurlu bir yaşam sağlayacak bir ülke sunmaktır. Aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının, çok sayıda üçüncü ülke yurttaşlarına verilmiş olması, bu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kimliği ile Schengen vize başvurularında bulunması da mevcut tabloya etki etmektedir. Türkiye'den başvurular ayrıntılı incelemeye tutulmakta ve süreç de yavaşlamaktadır.

“YURTTAŞLARIMIZA YÖNELİK BU TÜR BİR MUAMELE KABUL EDİLEMEZ”

Yapılması gereken şey, ülkenin demokratikleşme sorunlarından çıkarılması, vize serbestisi sürecinde geriye kalan birkaç reformu uygulamak ve etkili, çok boyutlu bir strateji ile vize soruna ciddiyetle eğilmektir. Bu süreç, kaybettiğimiz zaman içinde AB'deki değişiklikler nedeniyle daha uzun zaman alabilir. Ancak, vize serbestisi sağlanmadan önce, mevcut krizin hemen çözülmesi gerekiyor. Yurttaşlarımıza yönelik bu tür bir muamele kabul edilemez. Özellikle Brüksel, Berlin ve Paris gibi AB başkentleri ile acil görüşmeler yapılmalıdır.


“YEŞİL PASAPORT KOTASI DOLMAK ÜZERE. DOLDUĞUNDA YEŞİL PASAPORT SAHİPLERİ SCHENGEN BÖLGESİNE VİZESİZ SEYEHAT EDEMEYECEK”


Yeşil pasaportlar için de ciddi bir sorun bizi bekliyor. Yeşil pasaport olarak anılan hususi pasaportlarda, AB ile belirlenen kota da dolmak üzere, dolduğunda Yeşil pasaport sahipleri Schengen bölgesine vizesiz seyahat edemeyecekler. Bunun nedeni nedir? Çünkü hükümet, yeşil pasaportları siyasi bir araç olarak kullanarak amacından saptırdı. Bu durum, büyük bir risk oluşturuyor. Yakın zamanda, vize problemini çözmeyi ya da vize serbestisini sağlamayı bırakın, yeşil pasaportlar bile işlevsiz hale gelebilir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bunu hak etmiyor. Hükümeti, bu konuda gerekeni yapmaya çağırıyorum.”

bottom of page