top of page
  • Writer's pictureKader Sevinc

“Nehirler boyu yalnızlık” ile Bruksel Guzel Sanatlar Sarayı BOZAR’da


6 Mayıs, Pazar günü Brüksel Güzel Sanatlar Sarayı’nda 22 uluslararası şairin yer aldığı Brussels Raw etkinliğinde şair Xaiver Queipo ile okuduğum  “Nehirler boyu yalnızlık” şiirimi aşağıda sizinle paylaşıyorum.  En iyi dileklerimle, Kader

______________________________________________________________________________________________


Nehirler boyu yalnızlık

Kader Sevinç

biz burada yıldızlar gibiyiz

uzak göklerdeyiz hepimiz

yabancıyız

ayrılıyoruz gondollarla her gece

kurşuna dizilmek için

sabahları güneşlerimizle birlikte.

***

nehirler boyu yalnızlık

hiçbir yere gitmiyor otoyollar

tıklık tıklım otobüsler

sadece yalnızlığı kalabalıkla sınıyorlar.

***

gözyaşına eğilmiş söğütler, göğün

adımlarımı içiyor mesafeler

yorgunluğum sizden değil.

***

eski bir tanıdık yokluyor

bir bir yeryüzündeki bütün kapıları,

gelincik yüzlü çocuklar

bürüyecek dünyayı…

***

uykularımızda bakışları çatlamış bir at

alıp düşlerimizi de yanına geçecek

koşusunda sevişen kelebeklerle.

***

anlaşılmayacak

daha kaç sabah kaç gece.

yalnız yanık bir karanfil kokusu sinecek

geçtiği yerlere.

***

şu tanıdık sarmaşığı okşadık okşayalı 

yüzümüzün mevsimleri

sanki hiçliğe koşan bir deli

***

uyarak tanrıların lanetine

biz de yerle bir ediyoruz

rüzgarın taşıdığı çağları bize

gün eskiyor işte

***

kelebekler ey eş arayan

beyaz kelebekler

uykularımızın umarsız  tanrıları,

yorgunluğum sizdendir.

***

10

patikada yol alırken

düşler kuşatıyor toprağı

güneşin sustuğu yerde ,

gölge oyunları fular gibi

esen yelinde ömrümüzün.

***

sirenleri anladığın gün

söylediğin gün şarkılarını

sesin bulacak yerini

varmak için;

şarap dolu bahçeye

çoğaltıyorum içimdeki ıssızlığı.

zeytin dallarının gölgesiyle doluyor benliğim

anlamaya çalışma.

uzakları düşünme. 

***

konuşunca aynalar, solar bütün sözcükler.

dalıp giden gözlerin anlamı

duvarda rüzgr ve yağmur yangını.

***

rüzgar ve ayışığı

zamanı yutuyor çiçekler

dilimde aldanmanın kurak tadı.

kendi yatağında büyüyor ırmak

olmayan dillerde görüyor düşlerini.

***

balıkları hatırlıyoruz

suyun simyasını taşıyan

düşlerden geçerken

yaralarını sürüyorlar yaralarımıza

-soğuk, ergin yaralarımıza-

***

yabancıyız hepimiz

cebimizde verecek bir tek kelime yok başka birine

yoksuluz her zaman düşlerimizle

soluğumuz yanan fesleğen renginde

soğuk gecede.

***

sesimizin gölgesi

tenimizin aynası

***

sular kesti parmaklarımızı

yalnızlığın ensesinde güneşler ışıdı

evlerimiz kıraçlaştı biz umuda demlendik

rüyaları sürükledik baharın müziğine

***

kuğular bile siliniyor yarınlar göçüyor

gövdem uzaklığa teşne

partal çağ

kurgunun zembereği boşalıyor

çana asıldıkça zangoç

***

soru: dışarı çıksam

görür müyüm bir eğreltiotu

nicedir tanıştığım?

yüzüm çocukluğun yaşlı coğrafyası.

***

zaman yok, kumlar azaldı

yapraklanıyor yüzüm,

dilsiz ve sağır bir yol geçiyor

asmalar üzgün bugün.

0 views
bottom of page