Belçika Dışişleri Bakanlığı'na evsahipliği yapan Palais d'Egmontpaleis 'deydim bu hafta Avrupa İş Dünyası Zirvesi için.
Zirvenin gerçekleştiği Egmont Sarayı'nda verimli görüşmeler gerçekleştirmenin yanı sıra Brüksel'e ilk geldiğim, Avrupa Parlamentosu'nda genç bir siyasi danışman olduğum günleri hatırladım.
Brüksel'deki ilk dairem tam bu sarayın karşısındaydı, Petit Sablon parkına bakardı. Küçük ama şık bir daireydi. Bu kente Türkiye'den iş teklifi alarak gelmiş benim gibi bir genç için Brüksel'i iyi tanımak bakımından biçilmiş kaftandı bu tarihi meydandaki tarihi sayılabilecek daire.
Oldukça yüksek tavanlı, daire kadar eski ama bakımdan geçirilmiş ahşap döşemeleri, iki kanatlı pencereleri ve üçüncü fotoğrafta görülen büyük mermer şöminesiyle tam olarak Avrupai bir konuttu. 3-4 yıl oturdum bu güzel dairede.
Brüksel'de olduğum hafta sonlarında kendime bir rutin oluşturmuştum. Önce Le Pain Quotidien 'de mükellef bir kahvaltı eder, beraberimde getirdiğim dergi/kitap ne varsa onları okurdum sonra ise mahallemizde kurulan, dünyaca ünlü antika pazarını gezerdim.
Öğleden sonra Petit Sablon Parkı'na bakan daireme dönmeden evvel, bazen Brüksel'in ünlü çikolatacılarından çikolata almak bazen de Flamant mağazasının içindeki çiçekçiden ev için çiçekler almaktan çok hoşlanırdım.
Eğer havalar soğumadı ise pencereleri açıp parkın muhteşem çeşmeleri ve süs havuzundan mahallemize yayılan su şıkırtılarını dinlemek ve çay içmek en büyük zevkimdi.
İşte o pencerelerden bakınca hemen karşıda Egmont Sarayı'nı görürdüm. O yıllarda henüz Belçika Dışişleri Bakanlığı oraya yerleşmemişti sanıyorum.
Dairemin arka cephesi Brüksel Kraliyet Konservatuvar'ına bakardı. Çatı katındaki ufak odalarda kalan konservatuvar öğrencileri de olurdu. Bunun avantajı evin içine konservatuvardan dolan birbirinden güzel müziklerdi. Adeta içinden müzik geçen bir daire kiralamıştım.
Bundan daha güzel, daha hoş bir Brüksel'e takdim olabilir miydi?
Üzerinden yıllar geçtikten sonra bugün iş ya da özel amaçlarla Sablon'a her gidişimde o günleri hatırlarım 😊
KS